EVRENİN ÖZÜNDE HER AN DOLANIYORUM
EVRENİN ÖZÜNDE HER AN DÖNÜP DOLAŞIYORUM
Yokken olmadı bilincim, o olmaz yok olsam da
Sonsuzca var olacaktır evren, ben ne yapsam da
Yeniden varlaşacağım, yaprak gibi solsam da
Evrenin özünde her an, dönüp dolaşıyorum
Gülmenin zıttı aransın, yaşanan tasalarda
Aranmasın hiç keramet, taşınan asalarda
Oluşlar bulunmalıdır, evrensel yasalarda
Nesnelerde varım ama yokluğa şaşıyorum
Sonsuz yokluktan gelmişim, dünya denen mekâna
Kalmayacaktır bu mekân, ne sana ve ne bana
Varlık olan yok olana, yok olan var olana
Akıl, bilim ve sezgiyle, buna ulaşıyorum
Sonsuz küçüklerde ara, ölüm denen gerçeği
Sonsuz büyükte kullanma, küçükteki ölçeği
Bulamazsın en temeli, ama ara her şeyi
Varlıkta yoklaşıyorum, yokta varlaşıyorum
Kuantum da ışık tanecik mi? Dalga mıdır?
Dolanıklık hâli bütünlük mü, ilga mıdır?
Atom altın da nesnellik yoksa mülga mıdır?
Girdim bir ummana çok derine dalıyorum
Tek bir Big-Bang değil, an da Big-Bang’lar yaşanır
Boş olan dolar iken, dolu olan boşalır
Beden bulan değişir, yalnız öz olan kalır
Döngüsellik içinde, çok tene varıyorum
Hareket, hız, titreşim, her şeyi varlaştıran
Yoğunluğun nispeti, her maddeyi, hâl kılan
Hız arttıkça sıvı, gaz; hafif de katı olan
Düşünce evrenin de, çok boyut buluyorum…
Demir, bakır, magnezyum cansız, biz onları yeriz
Enerji aldığımız şeye hem de cansız deriz
Sorgulamaz akılla, nice ahkamlar keseriz
Evrim içinde nice evrimler geçiriyorum
Özde başlangıçtır her son, ara sonda sonsuzu
Sorgula da bir gör hele, nerde bulursun tuzu
Yaşama hiç tat katmayan, şu kırıcı buğuzu
Ulaşınca olgunluğa, benlikten taşıyorum
Doğarken de ZAMANIM’ın bilinci bomboştu
Yüklerken dışta bilinci, transtaydı, sarhoştu
Bulmak için gerçekleri, çok da maraton koştu
Sorgulayıp olguları, ufuklar aşıyorum