ALEVİLER ve KÜLTÜR BAKANLIĞI

               Seçim yaklaşırken Aleviler birden AKP’nin aklına geliverdi.

            Son yıllarda Alevilerin hızla asimilasyona uğratıldığını; üzülerek belirteyim ki Aleviliğin asimilasyonunda “Alevi görünümlü” kimilerinin de büyük bir rol oynadığını görmekteyiz.

            Geçmişte AKP tarafından yapılan “Alevi Çalıştayları” ise, tamamen Aleviliği Ortodoks inancın içine taşımaya çalışmaktan ve Alevilerin hak taleplerini görmezden gelip onları oyalamaktan başka bir işe yaramadığını süreç bize göstermiştir.

            Şu bilinmelidir ki Alevilik, kendine özgü değerler taşımaktadır ve taşıdığı değerler hiçbir zaman Ortodoks inançlarla uyuşmamaktadır.

            Yine Alevilik taşıdığı evrensel değerlerle, asla merkezi bir yapı oluşturmamış ve her zaman merkezle karşıtlık içinde olmuştur. Dolayısıyla Alevilik, iktidarla örtüşen bir inanç ve öğreti değildir.

            Aslında felsefi bir inanç olan ve kendisine özgü inanç öğeleri ve ritüelleri bulunan, evrensel değerleri savunan, insanı yücelten, doğaya, hayvana ve insana sevgi besleyen, hiçbir insanı görüşünden, düşüncesinden, inancından, hayat tarzından vs. dolayı öteki görmeyen, her insanın yaşama hakkının en temel hak olduğunu söyleyen ve bunu değerleri arasında yaşatan, kendisini merkeze alan her inanca, öğretiye ve yönetime karşı duruş sergileyen, bâtıni düşünceye sahip, görüntüden çok öze değer veren vs. bir inanç ve öğretidir.

            Alevilik, Tanrı-doğa-insanı bir bütünlük içinde gören “panteist” bir anlayışı savunan, Hak-Muhammed-Ali’yi bir bütünlük içinde gören ve bu kavramlara Batıni anlamlar yükleyen; eşitlikçi-paylaşımcı-dayanışmacı vs. bir toplumsal anlayışa sahip olan, seküler vs. bir felsefi inançtır.

            Aleviliğin yerel içinde evrensel değerlere sahip olması, kadını da erkeklerle aynı değerde görmesi, “yetmiş iki millete” aynı değerde bakması, ibadetini müzikle, şiirle, deyişle, muhabbetle, semah ile vs. yapması; ritüellerini Ayini Cem ile yapması, Cem yaparken kadın ve erkeğin aynı ortamı paylaşması vs. Ortodoks inanca sahip bağnaz çevreleri her zaman korkutmuştur.

            Bugün yönetimde bulunan AKP’de Aleviliğe şaşı baktığını her dönem uyguladığı politikalarla ortaya koymuştur. AKP’nin Aleviliğe şaşı bakışı herkesin hafızasında bulunmaktadır.

            Aleviler, çok fazla bir şey istememektedirler. Aleviler en başta “eşit yurttaşlık hakkı” istiyorlar. Bu bağlamda başka inançlara tanınan hakların kendilerine de tanınmasını talep etmektedirler.

Aleviler ayrıca Cem Evleri’nin ibadethane olarak tanınmasını istemektedirler. Aleviliği “kültür” olarak değerlendirip, inanç ve ritüellerini yok saymak, asla kabul edilemeyecek bir anlayıştır.

Alevilik, kadim döneminden bu yana gelen değerlere sahiptir. Ana düşüncesinin ve inancının temeli kadim dönemi uygarlıklarına kadar geriye gider. Bir anlamda Alevilik taşıdığı değerlerle insanlığın ortak hafızasıdır. Dolayısıyla Aleviliğin bütünsel yapısından uzaklaştırılması ve “kültür” diyerek alanının daraltılması doğru değildir tam tersine bir asimilasyondur.

AKP hükümetinin Aleviliği “kültür” olarak tanımlayıp Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlı bir kurum haline getirmesi, O’nun inanç yönünü ve öğretisini inkâr etmekten ve Alevi kurumlarına “kayyum” atanmasından başka bir anlam taşımaz. Bu durumu Aleviler kabul etmezler.

            Ayrıca kültür kavramının da burada çok yanlış kullanıldığını belirtmek gerekir. Çünkü kültür, insanın doğaya karşı ürettiği her şeydir. Bu anlamda inançta, düşüncede, davranışlarda, sanatta vs. kültürün içine girer. Eğer Alevilik bir kültür olarak değerlendirilecekse o halde “Alevilik nasıl bir kültürdür?” sorusunun sorulması ve buna Aleviliğin değerlerine, inanç ve ritüellerine, öğretilerinin bütünselliğine vs. bakarak yanıt verilmesi gereklidir.

            Dolaysıyla “inançta” kültürün içindedir. Bu durumda Sünnilikte, Hristiyanlıkta, Budizm’de, vs. kültürün içinde yer alır. Asıl sorulması gereken “Alevilik nasıl bir kültür ve inançtır?” Bu sorunun yanıtı da Aleviliğin değerlerine, ritüellerine ve öğretilerinin bütünselliğine bakmak gerekir. Böyle bakıldığında esasında Aleviliğin çok geniş değerlere sahip olduğu ve tüm insanlığın değerlerini taşıyan bir ortak hafızayı içinde taşıdığı ve evrensel değerler içerdiği görülecektir.

            Hükümet, Alevi kurum ve dergahlarını Kültür ve Turizm Bakanlığı’na bağlayarak tüm bu kurumların özgünlüğünü ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bu kabul edilemez.

            Hiçbir Alevi kurumu “Aleviliği” devlet yönetiminin içine taşınmasına onay veremez. Çünkü bu Aleviliğin kendisini inkâr etmesi demektir. Çünkü Alevilik en başta inanç ve devlet yönetiminin bir arada olmasına karşıdır. Çünkü inanç, farklı bir alandır.

Devlet yönetimiyse çok daha farklı bir alandır. Devlet, her şeyden önce tüm vatandaşlarına inanç yönüyle nötr olmalıdır. Devlet, laik olmalıdır. Seküler değerler taşıyan Aleviler her zaman laiklikten yana olmuşlardır ve inancın devlet tarafından finanse edilmesine karşıdır. Böylesi bir anlayışa sahip olan Aleviler, Aleviliğin değerlerine uygun davranmamış olurlar.

Dolayısıyla devlet tüm inançlara tarafsız yaklaşmalı ve Aleviliği de bir devlet kurumunun içine alarak onun değerlerini değersizleştirmemelidir.

 

                                                                       09.10.2022