DİLEK DOĞAN

Dilek Doğan;
Daha 24 yaşında.
Yüzünde ki tebessüm insana pozitif bir yaşam sunuyor ve hayata anlam katıyor.
Gözlerine bakın, ne kadar da hayat dolu...
İşte, hayata bu kadar güzel bakan bir kızımız daha, bugün toprağa verildi.
Ankara'da ki katliamın acısı, hüznü, kederi, üzüntüsü vs daha bitmeden yeni bir acı, hüzün, keder ve üzüntüyle buluştuk...
Ve yazıklı ve acılı bir toplumuz...
Ve bu toplumun "vicdanı" her gün biraz daha kararıyor ve "insani değerler bir bir yitiriliyor"...
Babası yaşında bir polis memurunun silahından çıkan bir kurşunla yaşama veda eden bu güzel kızımıza kıyan bir insan, nasıl bir vicdana sahiptir?!
Gerçekten de anlamak ne kadar zor...
Vicdan, "ölçüdür", "adalettir";
Vicdan "empatidir", insanın kendisini "deneylemesidir"...
Vicdan, Konfüçyüs'ün dediği gibi; "Bir insanın kendisine yapılmasını istemediği bir davranışı, kendisinin de bir başkasına yapmaması"dır. Bu bağlam da bir bilinç sorunudur...
Vicdan; bir insanın, insan olmasının göstergesidir. Bu bağlam da vicdan "insanın kıblesidir".
Vicdan "tüzedir"...
Vicdan, insanın kendisini bilmesidir.
Vicdan, başkalarının da yaşama hakkının "bir hak olduğunu" bilmesi ve yaşama hakkına saygı duymasıdır.
Vicdanı olan "utanır", "düşünür", ani kararlar vermez; "kraldan çok kralcı olmaz"; Bir ata sözümüz der ki "Utanmazın vicdanı, vicdansızın utanması yoktur"...
Dilek Doğan'ı öldüren bir insan da "vicdan" var mıdır?
Yazık değil mi daha gencecik bir yaşta onu toprağa gömmek... Buna hangi yürek dayanır...
Böylesi "insanlara" lanet olsun...
Dilek Doğan'ın ailesine, yakınlarına, acısını özünde duyan canlara sabırlar diliyorum...
Dilek Doğan, güzel kızım ışıklar içinde kalasın; Devr-i Daimin olsun...