KERBELÂ, İNSANLIK AÇISINDAN NEYİ SİMGELER?
Kerbelâ Kıyımı, İslam’da safları netleştirmiştir. Gerçek inananlarla, inancı çıkarları için kullananlar arasındaki karşıtlığı, belirgin bir konumda ortaya çıkarmıştır. Egemen inanca sahip olanlar, dünyasal değerleri kendi çıkarlarına kullanabilmeleri için her yolu kullanmaktan çekinmezler. Kerbelâ’da da olan budur.
Kerbelâ, dönemin birikmiş olan artı değerini, ekonomik kaynakları ve elde edilen ganimetleri ele geçirmek ve kendi kontrolüne almak isteyen egemen güçlerin ve hu bağlamda Ümmiye Ailesinin egemenlerinin, iktidarı Hz. Ali’ye ve onun çocuklarına vermemek için girişilen ve gerçekleştirilen bir katliamdır.
Kerbelâ, zalime asla biat edilmeyeceğini göstermiştir. Alevilik inancında Kerbelâ Olayı büyük bir öneme haizdir. Aleviler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adları ne olursa olsunlar, Hz. Hüseyin’e bağlıdırlar. Onun için oruç tutarlar, yas tutarlar. Onun çektiği acıları bir nebze de olsa hissetmek için çile çekerler. Aleviler sadece yas tutarak İmam Hüseyin’i anmazlar. Aynı zamanda ondan her defasından bir şeyler öğrenirler.
Kerbelâ’nın anlamı iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir.
Kerbelâ Nedir?
Kerbelâ;
-Öncelikle insan olmanın bilincidir.
-İnsanlığı en geçerli değer gören insanın onurudur;
-Ezilenlerin, mazlumların ezene, zalime karşı koyma gücü, itici enerjisidir;
-Kerbelâ’nın anlamı, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır.
-Hz. Hüseyin, burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir.
Sonuç olarak Kerbelâ:
- Dünyanın en kanlı, en vahşi ve en acımasız katliamının yaşandığı yerdir.
-Hain, vahşi, saldırgan, kibirli ve zalim Yezit’in acımadan Hz. Hüseyin’i ve yanında ki 72 insanı gözünü kırpmadan şehit ettiği mekândır.
-Hz. Hüseyin’in “Yezid’e: “Ben bir zalime biat etmem” diyerek, onurluca ve korkusuza bu despota direndiği ve teslim olmadığı yerdir.
-Hz. Hüseyin’in: “Benim için zilletle (alçaklıkla) yaşamaktansa, izzetle (saygıyla, onurla) ölmek yeğdir” diyerek, zalime onurluca direndiği ve inandığı dava uğruna şehit olduğu alandır.
-Kerbelâ, insana, insanlığın ne olup olmadığını hatırlatan, vicdanın uyandığı, aklın süzgeçten geçtiği olaylar bütünüdür.
Kerbelâ, onurun ve yiğitliğin simgesidir.
-Zalimden değil, mazlumdan yana duruştur;
-Güç karşısında eğilmemek, ölümüne direnmektir.
-İnsanlığın kendisini "kurtuluşa taşımasının" güdümleyici erkesidir.
-Büyük insanlığın birleştirici simgesidir.
-Haksızlığa başkaldırıdır.
-Zalime boyun eğmemektir.
-Zulüm yapana, mazlumun karşı koyuşudur;
-Ezmek isteyene, insanın kendisini ezdirmemesidir.
-Masumlara pozitif enerjidir.
-Zalime karşı korkusuzca duruştur;
-Cesaretin, mertliğin, yiğitliğin, yürekliliğin ete-kemiğe bürünmesidir;
-Hz. Hüseyin'in ve yanında bulunan insanların, insanlığın geleceği için bedel ödemesidir;
-İnsanlar daha güzeli ve iyiyi yaşasın diye, Hz. Hüseyin'in ve yoldaşlarının, insanlık için canlarını vermesidir. Bir nevi "Fısıh Kurbanıdır." Örneğin, halkı için kendisini kurban eden "Hz. İsa"...gibi; Hz. Hüseyin de, insanlık için, halkı için canını vererek, insanlığı "kurtuluşa" taşımanın sembolü olmuştur. Bu anlamda da "ölümsüzleşmiştir."
-Kültürel Ölümsüzlükle, sevenlerinin bilincinde, gönlünde, Hz. Hüseyin'in her an yeniden doğuşudur.
-Kerbelâ, ortak aklın, ortak vicdanın, ortak duyuncun sesidir... Bu ses, adaletsizliğe, zalimce duruşlara, haksızlığa, yolsuzluğa, açlığa, nefrete, öfkeye, bencilliğe vs. karşı duruşun sesidir.
Hz. Hüseyin 1335 yıl önce, Yezit gibi bir zalime başkaldırmış ve 72 yoldaşıyla birlikte, yaklaşık 4 veya 5 bin kişilik bir ordunun karşına cesaretle çıkmış ve korkusuzca savaşmıştır.
Eğer, “zalimin zulmü varsa, mazlumun da cesareti, onuru, erdemi, haysiyeti, saygınlığı” vs. vardır... Unutulmasın ki, bu değerler, en güçlü zalimi bile yerle bir eder....
Bugün, insanlığın ortak duyuncunda, sevgisinde Hz. Hüseyin vardır, lanetinde ise Yezit...
İşte Kerbelâ budur...
Dünya döndükçe, insanlar var oldukça Kerbelâ ve insanlığa yapılan hiçbir kıyım asla unutulmayacaktır.
Dün Yezitler olduğu gibi bugün de, yarın da Yezitler olacaktır. Diyalektik bir oluşumla, her Yezit, aynı zaman da kendi karşıtı olan Hüseyinleri de car edecektir. İnsanlık, zulümden, baskıdan, sömürüden vs ancak içinde ki Hüseyinleri ve de büyük insanlık da Hüseyinleri çoğaltarak kurtulabilir.